2007 yılının Ekim ayıydı. Brian Chesky ve ev arkadaşı Joe Gebbia, San Francisco’daki küçük dairelerinde bir sonraki kirayı nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlardı. Endüstriyel Tasarım bölümünden yeni mezun olmuşlardı ve henüz iş bulamamışlardı. Evlerinin yakınındaki bir konferans alanında düzenlenecek “Endüstriyel Tasarımcılar Kongresi”ne katılmak istiyorlardı; ama giriş ücretini verebilecek durumları yoktu.
Daha sonra konferans sebebiyle çevredeki bütün otellerin dolduğunu öğrenince akıllarına bir cin fikir geldi. Bu konferansı kendileri için bir fırsata çevirebileceklerini düşündüler. Evlerinde 3 şişme yer yatağı vardı. Bunları kiraya verebilirlerdi. Sonuçta kendileri gibi dar bütçeli ama hevesli tasarımcıların çok olduğunu biliyorlardı. Eğer kendileri başka bir şehirde aynı duruma düşselerdi, kesinlikle böyle bir seçeneğin üstüne atlarlardı.
Basit bir web sitesi (airbedandbreakfast.com yani şişmeyatakvekahvaltı.com) kurup her yatağı kahvaltı dahil gecelik 80 USD’ye kiraya vereceklerini ilan ettiler. Beklentileri boş çıkmadı, yataklar hemen kiralandı. Bu deneyimden yola çıkarak, bir iş kurup kuramayacaklarını merak eden ikili bir arkadaşlarını daha yanlarına alıp çalışmaya başladılar. İlk akıllarına gelen iş modellerinin pek ölçeklenebilir olmadığına karar verdiler ve onları rafa kaldırdılar. Bir ara, oda arkadaşlarını eşleştirme üzerine bir hizmet mi versek diye düşündüler. Bu fikir üzerinde 1 ay çalıştıktan sonra benzer hizmetlerin var olduğunu fark edip o fikri de çöpe attılar ve tekrar şişme yatak kiralama konsepti üzerine çalışmaya geri döndüler.
2008 yılında Airbnb adını verdikleri bir şirket kurdular. Site, yatak veya oda kiralamak isteyenler ile yataklarını veya odalarını kiraya vermek isteyenleri buluşturan bir platform hizmeti sunuyordu. Ülkedeki başka konferanslarda da hizmetin performansını izlediler ama çok parlak sonuçlar elde edemediler. Yine de “Y Combinator” adlı yeni girişim kuluçka ve hızlandırma merkezine kabul edildiler. Yatırımcı çekmek için yapılan demo günlerinden ilkine kadar şirketi az da olsa kar eder hale getirmek için uğraştılar. Sitelerinde, yatak veya oda kiraya veren kişilerin ilanlarının profesyonel olmasını, konukların iyi bir deneyim yaşamasını sağlayacak şekilde organize olmalarını sağladılar. Mali sonuçları iyileşen Airbnb kısa bir süre sonra 600.000 USD’lik yatırım aldı. Sonrasında da çok hızlı bir büyüme sürecine girdi.
İlk başlarda insanların bu iş fikrine tepkisi “Kim başka birinin dairesinde yatak veya oda kiralamak ister ki…” ya da “Kim evine tanımadığı insanları alıp bir odasını vermek ister ki…” olmuştu. Bu insanlar evi “mahrem bir yer” olarak değerlendiriyordu ve güvenlik, konfor vb değerler onlar için para, deneyim vb değerlerin önündeydi. Bundan ötürü de kafalarında pek çok engel beliriyordu. Airbnb’nin alternatifi olarak gördükleri alışıldık otel ve motellerin yanında da Airbnb pek üstün ve anlamlı bir seçenek gibi görünmüyordu. Ama bu kimsenin böyle görmeyeceği anlamına da gelmiyordu. Bazıları için “deneyim”, “keşif” ya da “para”, güvenlik ve konfor gibi değerlerden daha ön plandaydı.
Airbnb’nin karşıladığı ihtiyaçlar ve bu ihtiyaca sahip olan kitle ilk başta görünür vaziyette değildi. Airbnb’yi tercih eden müşterilerin önemli bir kısmı için bir otel odası tutmak geçerli bir seçenek değildi. Onlar için Airbnb’nin alternatifi bir tanıdığın yanında kalmak ya da ilgili seyahati hiç yapmamaktı. Airbnb’nin daha sonra yaptırdığı bir araştırmada, Airbnb konuklarının %40’ı eğer Airbnb olmasaydı seyahate çıkmayacağını ya da bir tanıdığın yanında kalabileceğini, ev sahiplerinin neredeyse tümü de Airbnb olmasaydı evlerinin bir odasını veya tamamını günlük olarak farklı insanlara kiralamayı asla düşünmeyeceklerini belirtmişlerdi.
Şimdilerde ise Airbnb’nin açtığı bu alanın ayrı bir sektör haline geldiği söylenebilir. Airbnb zamanla çözümünün çevresindeki deneyimi öyle bir tasarladı ki; artık sunduğu hizmet geleneksel otel müşterileri için bile anlamlı bir seçenek haline gelmiş durumda.
0 Yorum