İnsanlar için en güçlü öğrenme şekli, deneyimleyerek öğrenmedir. Bir eylemde bulunursunuz, sonuçlarını gözlemlersiniz ve bu sonuçlardan dersler çıkarırsınız. Yürümekten konuşmaya kadar pek çok temel beceriyi bu şekilde kazandık. Peki ya eylemlerimizin sonuçları daha uzak bir yerde ve farklı bir zamanda gözlemleniyorsa? Hele ki eylemlerimiz, başkalarının eylemleriyle birleşerek sonuçlar üretiyorsa?
Bu, organizasyonların en büyük sorunlarından biridir. Bir organizasyondaki her bireyin eylemi, birleşerek organizasyonel sistemin farklı noktalarında, uzun dönemlere yayılan (bazen yıllarca süren) sonuçlar üretir. Örneğin, Ar-Ge’de yaptığınız bir yatırımın pazar payınıza etkisi ya da bir bölümde terfi ettirdiğiniz bir kişinin o bölümün çalışma kültürüne ve performansına katkısı… İşte bu yüzden, bireyler için etkili ve kolay bir seçenek olan deneyimleyerek öğrenme, organizasyonlar için o kadar kolay değildir.
10 Ekim 2024’te Mext Teknoloji Merkezi işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz “Dijital Dönüşüm” temalı gelişim programlarımızın lansman toplantısında “Organizasyonlarda Sistem Düşüncesi”nden bahsettim. “Sistem Düşüncesi (Systems Thinking)” organizasyonlardaki sistemik sorunları anlamanıza yardımcı olur. Dijital dönüşüm de bu noktada en kuvvetli kolaylaştırıcıdır. Sunumun bazı kısımları çıkartılmış halini aşağıda bulabilirsiniz.
0 Yorum